25 Ekim 2009 Pazar

YAŞ ve Yaşlı ,Genç ve Nankör

Bu yazı gecikti aslında Cuma gecesi yazacaktım .Yorgun argın düşmüşüm yatağa fırsatım olmamış o yüzden.Her neyse değişik bir gündü o...Çevremde yaşıtlar değil yaşlılar vardı.Sırf derisi buruştu diye yaşlı damgası yiyenler,aklımı utanıp cebime koyduğum zekasından korkulan insanlar,gülüyor diye dışlanmış mutsuzluğumuza nanik yapan insanlar...İlk Mustafa amca çekti dikkatimizi,bir avuç kişi darülacizacizenin ferah bahçesinde.Belediye emeklisiymiş.Pek bir memnun oldu bizi görünce ,başladı hikayesini anlatmaya.Kulaklarımızın pası silindi,tanımadan da güvenip kendini,derdini anlatabiliyor,sırf dinlemenizi ilaç sayabiliyormuş insan.Varmış yani böyle insan.Oradan radyolu ibrahim amcaya geçiyoruz,az uzağındaki Mustafa amcadan şikayeti var,sakalı var konuşur durur ama burada inanç burada diyor gögsünü gösterip.Çalan türküyü kim söylüyor diyoruz,bilmiyorum diyor ,güzel mi diyoruz bilmem diyor konuşamıyorum onu dinliyorum.Ses telleri alınmış çünkü kısık sesle anlatıyor.Selam amcaymış birinin adı da selam veriyor önce selamımızı alır almaz ağlar gibi oluyor ve uzaklaşıyor yanımızdan.Kantine giriyoruz selamün aleyküm ağalar diye, bir tanesi el öptürmüyor yaşlı mıyım diye.Benden kalem istiyor o amca dolma kalem diyor,bir dolma kalem versen de hatıra kalsa.Ah diyorum kırtasiye olaydı da yanımda vereydim ama yok işte.Çantamın derinliklerinde mor yazan yeşil kapaklı -evvelden yeşilinkini mora morunkini yeşile takmışım- bir tükenmez geçiyor elime,bu olur mu diyorum,olur diyor neşeyle.Şimdi bendek, mor kapaklı yeşil kaleme bakınca hep o anı hatırlarım biliyorum.Bir amca gazete okuyor,bulmaca çözer misin diyoruz,yo nerdee şurada konuştuğumu öbür tarafta unutuyorum,onu nasıl yapayım diyor,hem zaten bulmacadan anlamazdım.Bir teyze dışardan sesleniyor su al bana diye.Bir sıcak su veriyorum eline ,hayır diyor soğuk olsun.Soğuk getiriyorum ,sağol diyor.Meğer ben suyu alırken arkamdan amcalar yine aldırıyorsun suyu seni gidi demişler.Keşke insanlar birbirini sadece 2 kuruşluk su için kandırsalardı ...

Mavi gözlü bir amcam var ki sormayın.Adı Halil ama akıllara zarar.Yaşı için iki yedi diyor -77-.Yandaki Dominic amcadan ismini zor öğreniyoruz çünkü nasılsa söyleyemezsiniz diyor.Fedon'la kardeş çocuklarıymış,buraya yedi yıl evvel gelmiş,hiç birşeyi de yok ayrıca filinta gibi giyinmiş,genç bir Karaca gibi.Ben ondan daha mutluyum o pisliğin içinde diyor...Haklıdır diyoruz...Gidesimiz gelmiyor Halil ve Dominic amcamızın yanından.Halil amca siz gelince dünyamız genişliyor,sanki bizim oluyor diyor.Sizinkini bilmem ama demeyi de unutmuyor.Bizimki de öyle emin olsun.Babamdan beş yaş büyüğüm diye de bir bilmece salıveriyor ortalığa,haydi bakalım taze beyinler bulun diyor.Sonra kıyamıyor,babam öldüğünde 72 yaşındaydı ben 77 diyor.Ömür gibi adam yani.Arkadaşın biri hatırlatıyor ki ziyaret saati doluyormuş.Son bir gruba daha uğruyoruz.Pke bir beyefendi olan Mehmet abi -ona amca demeye gönlüm el vermedi- zamanın prodüktör amiri.Yaşlanınca attılar beni aralarından diyor.Oysa gençsiniz diyoruz.Tcerübe diyor,bu insanları korkutur kimse kendinden üstününü istemez,haklar onu.Doğru diyor...Mehmet abi yani Mehmet Konca bize film yaşamından bahsediyor.Rüştü Asyalı -keloğlan- diyor pek efendi adamdı...Sohbetimizi kısa kesmek zorunda kalıyoruz.Gelin beni bulun diyor şu katta,çağırırlar,her türlü yardımcı olurum size...Daha kimlerle karşılaşıyoruz da kalamıyoruz fazla,yine gelmek ümidimiz...Bir amcamda da bahsetmezdem olmaz dört çocuğu var imiş ve 11 torunu,biri de gelmedi diyor yıllardır...Onu avutsak da bizim de içimiz acıyor.Torunları oluyoruz onların çocukları,kardeşleri,en sevdikleri ama en çok göremedikleri...Yinede iyi bakılıyoruz diyor hepsi,işte bu sevindirici...Her bakım evi böyle midir?Sanmıyorum filmlere konu olan,haberlerde görüp insan olamaz bunu yapanlar dediklerimizi hatırlayınca...
Oraya gitmeden şunu dedim birlikte gelen kuzenime,belki de biz de birgün böyle olacağımız için çekiniyoruz onları görmeye,kendi geleceğimizi görmeye korkuyoruz...Haklıydım da...Yine de şu var beynimde yankılanan güzel işşer yaptıysan,hayatında anlatacağın iki satırın varsa ömrün bitmemiştir.Sonrakiler için de varsındır.Bir de gülücük kondurabiliyorsan yüzüne senden alası,senden makbulü yok hayatta.Senin hayatın bitmedi,Mustafa amcanın dediği gibi sadece kiradaydık asıl evimize gideceğiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder