29 Eylül 2013 Pazar

NARINDA I...



Sözcüğün yitirilişine şahit oluş keskin , keskin ...
Ağızdan çıkan her ses kendinden utanmakta ,
Sarmak , sarmalamak, örtmek var üstlerini, olmuyor, gidiyorlar hem de kaçışlarına bir ağıt...
Matem düşüncelerde, matem gönülde , matem solunan her nefesin buğusunda...
Matem onadır, matem onunladır...
O düğündür hem matem...
Aydınlatırken soldurur...
Bilmez, bilmez, bilmez...
 Her yer gece, ay hiç bir yer...O her yer , o her bir ay...
Her bir zerresi şükür ...
Utanır utanır ...
Neden utanır,niçin saklanır oysa gece ona değil, matem ona değil ,
 Ey ki bu yükü çeken, değil midir ona , değil midir ona gece...
Şikayetçi değil değil amma bu ne susmaktır...Bu ne büyük susmaktır...
 Gece ona , öyleyse ona ne?
Bir incir olsa, olsa incir, olsa onunla,
Ona şifa , onaysa gam olsa da olsa incir...
Sussa sussa da gömülse manânın dibine,
Olsa bir, bir olsa,
Ses olsa, ışık olsa ...


Kaktüs




23 Eylül 2013 Pazartesi

.

Suyu utandıran ay...boş...deneceklerdi sona erdirmeselerdi anlamın büyüsünü...sustu ,iç çekiş, ne güzelsin, ne güzelsin, ne güzelsin...