1 Haziran 2010 Salı

BİR SONBAHAR GELMİŞ YAZIN SICAĞINA...

yeni yine kırılmalar,kendinden geçmeler ve dünyanın cızlatan yönüne dönmeler...bu saatten sonra bunu yapabilecek olansa ancak dostlar ,dostum sayılanlar.bu saatten sonra parçalanacağım belki yegane varlıklar.en azından böyle düşünelesiler.nedense vazgeçilmeyesiler.belki vazgeçebilenler belki bu yüzten sızlatabilenler.neden aynadaki halimle kalplerinde değilim?neden göremiyorum kendimi gözbebeklerinde?yok muyum aslında?varlığım hissettirmedi mi?sevgim hissedilmedi mi?kör olan ben miyim?önemsendiğimi zannetiğim zirve düşüşüme neden belki...sevdiğim akşamın sabahına gömülmek denir buna.buna ne dendiği de önemsiz belki.insan geçmişimin yığınlarından tepecikler yaptım kendime.farkedemedim çukurlarını.gözlerimin kuyusundan gözükmüyordu ,su tertemiz, berrak sanıyordum. bilemiyordum.kimin neresinde olduğumu göremiyordum.minicik çağlayanlar hüzülerini akıtıyorlar bu defa ,sertçe dökülüyorlar kırıkların üstüne,kırıklar deliyor organları ve oluk oluk kan.hoşgeldiniz kırmızı dünya.siyah fonuna arkdaş dünya.ve dostlar çığlık atar.içerdeyse kalıntısı dahi duyulmaz.deldiğin zara ne diye seslenirsin.madem seslenecektin neden ölmeden evvel söylemedin?her şey bir zamanlamadır derler.bu da öyle dostum sseni,sizi ,onları sevmem zamanlama.beni ,onu ,onları hatırlamanız zamanlama.bunu benim anlatmam saçmalık.bunu sizin yapmamanız ihmalkarlık dostlarım.üzgünüm,üzgünüm,bencilliğime üzgünüm.üzdüğüme üzgünüm,sevildiğime emin olamadığımdan üzgünüm,kaba ruhuma üzgünüm,çığırtkan öfkeme üzgünüm,şeytanın vesvesine üzgünüm,bildiğime kımıldayamadığıma üzgünüm.gene kaybettiğime üzgünüm.bana üzgünüm,beni üzgünüm,benle üzgünüm.dostlarıma üzgünüm,dostlarıma seviyorum,dostlarımı üzülüyorum.ben,bana,bizi,hepimizi.sevilerek,severek,unutarak yaşıyorum.unuttukça yaşıyorum.unutamadığım için acıyorum.unutamadıkça büyüyyorum.büyüdükçe yaşlanıyorum.yaşlandıkça ölüme gidiyorum.sondan değil son olmadan bitmekten korkuyorum....