5 Ekim 2009 Pazartesi

geçmiş bugünden kopar mı?

Tüm dersde tarihten söz ettik ,geçmiş ve bugün arasındaki ilişkiden,hangi olaylar olguya dönüşür vs vs.Bunlar bilimsel şeylerdi tabi,şimdiyse kendi hayatım üstüne düşünüyorum.Kendi tarihim üzerine ...Neleri dönüm noktam yapıyorum? Neleri silip atıyorum?Nelerden kopamıyorum?İşte sonuncusu bana en çok koyanı belki.Çünkü seçtiğim geçmiş dilimi ve kişisi beni inanılmaz etkilediyse bu o parçaları artık geçmiş olsalar da hayatımdan atamayacağım anlamına gelir.En azından tamamiyle...O parçaların hala kokusunu almak,belki duyarsızlaşmak ve bu şekilde dayanmak ama yine de özlemin küllenmiş sancılara dönüşmesini hissetmek taa içinde. Geçmişimle sadece 2 mm vardı aramda.Dokunsam elim boşluğa düşerdi mutlak.Görmezlikten geldim bu yüzden.Biliyordum kendine yalan söylemenin daha acıttığını.Geçmişimi her gördüğümde içimdeki cız sesini bastıramıyorum,can çekişiyor sanki.Geçmişin duyarsızlığını görmekse ancak taşlaşmama sebep olur,kanayarak taşlaşmaya.Yine de gülüyor gözüküyorum,hiç yaşanmamış gibi salınıyorum ortalık da.Geçmişim yanımdan geçerken zaman duruyor içimde,kafamda,düşüncelerimde ama kukla gibi hareket etmeye devam ediyorum.Çünkü geçmişimin bana gülmesini istemiyorum,bana acımasını istemiyorum.Sadece benim özlediğim gibi özlemesini istemiştim eskiden.Geçmişimin beni özlemesini ve kendi geçmişinden pişmanlık duymasını.Hala oyuncağı elinden alınınca zr zır ağlayan çocuklar gibi ruhum,geçmişini görüncü inliyor,ağlıyor ama ben bir şey yapamam ben hiç birşey yapamam.Ona sus da diyemem yeterince dedim zaten artık aldırmıyorum.Sızlasın dursun elbet susar.Bugünüm geçmişimden elbet kurtulur ve ruhum derin bir iç çekerek hafızasını kaybeder...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder