29 Ekim 2009 Perşembe

Pislikler etrafı sardıkça,ne bakasın gelir ne de...

Şimdi lafa nasıl başlanır,hım bugün 29 Ekim bayram kutlu olsun tabi de burayı cumhuriyet bayramı için kompozisyon yazın köşesine çevirmeye niyetim yok...
Lafını edeceğim varlıklara bir cinsiyet,bir özellik atfederek onları yüceltmek istemem ama bir şekilde tanımlamam gerekiyor.Ey bazı erkekler ve ey bazı kızlar -bu bazının içeriği birazdan tanımlanacak- siz neden dünyaya geldiniz?Size verilen oksijeni pisliğe çevirdiğiniz ruhuza yem olsun diye mi kullanıyorsunuz?Fiziki varlığı vücudunuzda bulunan -beyniniz- ama kendisiyle en ufak bağlantı kuramayan kişilikler,bana yaşama sebebinizi söyler misiniz?Açlık,susuzluk ve cinsellik işte bunlar ilkel bir insanın ilkel bir benliğin yegane ihtiyaçlarıdır.Üzerine koyabildiklerimiz olduğu sürece insana dönüşüyoruz.Sadece bunlardan ibaret olmaksa bir hayvanı dahi tanımlamaz -çünkü onların da gayet zeki davranışları,kültürleri,alışkanlıkları vardır -.Öyleyse bir insan kendini bu denli alçaltmayı nasıl başarır?Yürüyen zombiler demek daha doğru olur sanırım,çünkü zombiler bilinçse gelen bir dürtüyle yaşayan insanlara saldırırlar,düşünmezler,ruhları zaten yoktur...Bundan 5-6 yıl evvel herşey ne kadar da kolaydı,dünya daha saftı benim için,içinde amacı olan insanlar vardı,herkes birşeyler için çabalardı vs vs.Şimdi her yıl daha da zorlaştığını farkediyorum ,yani etrafıma bakınca gördüğüm boş yaşamlar gittikçe daha çok gözüme batıyor,nasıl bir bataklığa bakarsınız ve inceledikçe içindeki böcekleri görür,pis kokuları duyarsınız ve o balçıktan tiksinirsiniz işte böyle geliyor.Yunus Emre geldi aklıma işte o insan sevgisine ulaşmış ne takdire şayan bir zaat imiş,oysa ben bunu yapamam böyle insanları nasıl severim.Kendilerine bahşedilen yaşamı çöplük gibi kullanan bir insan,insan mıdır ki?Cinsiyet ayrımı yapmadığımın farkındasınız değil mi?Çünkü keşmekeş bu tanımladığım alanda her cinsten var.
Bugün okuduğum bir kitapta -psikoloji hocasının biraz yaptırımla okumaya zorladığı ama iyiki yaptığı- bir psikiyatrın toplama kampına düştükten sonra yaşadıkları ve geçirdiği evrelerden bahsediyordu.Ve şuna benzer birşeyler söylemişti:Bir insan ancak ruhsal varlığını koruduğu sürece vardı ve bu insanlık dışı koşullar altında bile bunu başarmak mümkündü,işte ruhu zayıf olan insanlar kendilerini kaybediyor ve bir hayvandan farkı kalmıyordu,hayatta bir amacı yoktu,varlığının tek başına önemli olduğunu asla düşünmüyordu.Tabi ben bu cümleleri biraz yonttum yani o kamp arkadaşlarını direkt itham etmedi ben yukarıda bahsettiğim tipleri itham etmek için bu şekle soktum.
Beyin öyle garip bir şey ki ne kadar taze olursa olsun onu köşeye attınız mı kokmaya başlıyor,çürüyor ve onu tekrar çalıştırmak herzamankinden güç oluyor.Bunu yapmayın lütfen onu kullanın,ne yaparsınız nasıl yaparsınız bilmem ama onu kullanın.İster kitap okuyun,ister bilmem ne okuluna gidin,ister evde oturup kendi üzerinize düşünün ,tecrübe edinin ,olgunlaştıracak işlerde çalışın vs vs her nasılsa bilmiyorum işte sadece etrafınıza zarar vermeyi bırakın artık,görmüyor musunuz bu şekilde bir pislikten farkınız yok!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder