10 Ocak 2010 Pazar

yaparken zevk aldığım bir zorunluluk...

Tamamen keyfi aldığım -bir iki kalem daha zenginleşmek adına- İktisat Tarihi dersi için tek sayfalık -bunu özellikle rica etti,gözlerim iyi görmüyor nolur büyük ve okunaklı olsun diye de rica etti,şeker adam sağolsun-,içinde yalnızca kendi düşüncelerimizi yazmamız gereken,tabi ki dersin, daha doğrusu dersin işlendiği şeklin -ki genelde devlet,ideoloji,iktisadın görünürlüğü ve ardındakiler gibi şeyler üzerine muhabbet şeklinde geçiyor- paralelinde bir final ödevi istendi.Bunu ıkına,sıkıla yapmadım çünkü referans vermem gereken bir kaynak,dayandırmam gereken bir teori kesinlikle olmayacaktı.Yazarken zevk aldığımı da farkettim,zaten eleştirmeyi severim.Yazdıklarımı burada da paylaşayım istedim o yüzden...Alacağım notu ise burada paylaşırım belki,bakalım kaç etmiş düşüncelerim....

İDEOLOJİLER HAYATIMIZA NASIL SIZDI?
Bundan birkaç yıl evvel ideoloji dendiğinde yalnızca siyasilerin,bir takım yazarların -aydın kesim diye tasavvur ettiğimiz kitle her neye tekabül ediyorsa- konuştuğu ve bizden uzak daha doğrusu bizim alanımızda görünmez bir kavram aklıma gelirdi.Hatta mümkün olduğunca böyle şeyleri düşünmezdim bile.Üniversiteye geldiğimden beri,yapım aşamasında olan ,sürekli güncellenen ,farkındalığı da bu paralelde artan bilincimle gördüklerim ,beni hem şaşırtıyor hem de rahatsız ediyor.Meğer gördüklerimin perdesinde saklanan o kadar çok gerçek varmış ki…Meğer görmemeye öylesine programlanmış ve programlandırılmışız ki…
Her birimiz yaş fark etmeksizin cüzdanlarımızda kredi kartı koleksiyonları yaparken nasıl fakirleştiğimizi, saatlerimizi –yani geri alamayacağımız tek şeyimizi,zamanımızı- bilgisayar başında sosyalleşme sitelerinde harcarken nasıl da asosyal varlıklara dönüştüğümüzü bilememişiz.Ekranlarda bet bir sesle ‘konuşma süreniz sınırsız’ diye bağıran hat reklamlarına uyup , eşimiz,dostumuz,sevgilimizle sabahlara dek mesajlaşıp ,kulağımızda telefon uyuya kalırken, sınırsızlaşan şeyin muhabbet değil hastalıklı alışkanlıklar olduğunu fark edememişiz –burada hastalık çift anlamlıdır,hem radyasyon,beyin tümörü olasılıkları hem de psikolojik bir bağlanma,alışkanlık-.Bir zamanlar aptal kutusu dediğimiz televizyon ,diğerlerinin yanında pek masum kalmıştır şimdilerde çünkü kuşatıldığımız öylesine çok araç var ki…Gazeteleri hatta kitapları internet üzerinden okumak moda olurken ,kaybetmediğimiz ağaçların sayısı öyle önemsiz kalmış ki…Okuma alışkanlığı tamamen buharlaşmamışken henüz ,okuduğumuz iki kitabı ya da biraz zevk versin diye aldığımız film,müzik cd’lerini efendim napalım çok pahalı diye korsanını alıp,güya protesto ederken ,kendi korsanlığımızı öylesine görmezden gelmişiz ki…Bunlar yetmemiş dükkanlarımıza ‘Kebap Center,Nuray Collection,Shopping World’ gibi isimleri verirken,Osmanlıcadan kalmış kelimelerin çetrefilliliğinden yakınıp aradaki modern Türkçeyi de atlayıp ‘Ok’li ,Bye’lı’ asimile bir dil yaratırken ,neyi yok ettiğimize öylesine körmüşüz ki…Ana haberlerde oynadığı oyuna lanet okuyan 7 yaşındaki şizofren kızı ya da mecliste kim uyuya kalmış,kim kime su dökmüş haberlerini defalarca izlemek zorunda kalırken,dikkat edilmesi gereken gündeme –ki gündem öylesine bir şey ki şu dönemde biri ortaya bir taş atıyor,bir anda aylarca tek bir konu dönüyor piyasada ve bu sırada olan tüm noktaları kaçırıyoruz.- ne kadar uzak kaldığımızı anlayamayacak kadar duyarsızlaşmışız. Dayak yiyen ,zorla evlendirilen ya da intihar eden bir kadını gördüğümüz de bunun sen –ben değil biz meselesi olduğunu,bunun mesele olarak görsek bile sesimizi çıkarmayacak kadar pasifleştiğimizi nasıl da anlayamamışız.
Bunlar bile oldukça açık örnekler, aslında hayatımıza sızan ve fark etmediğimiz ,daha doğrusu fark etmememizi sağlayan –isteyen- o kadar çok ideolojik aygıt-görünenin arkasında,onu yönlendiren her düşünce,güç- vardır ki,bunları yazmak yerine bir bir keşfetmeyi seçeceğim.Dilerim toplumumuzda okuyan,araştıran,bilinç düzeyi mümkün olduğunca açık,pasiflikten uzak ,çözüm arayışında olan bireyler fazlalaşır ve şu an bulunduğumuz nasıl bir seviyeyse daha üstün bir hale geliriz.NOT:Yazdığım her cümle bahsettiğiniz ‘’ benim düşünceme göre ‘’kapsamındadır,genelleştirmemin sebebi yazım gereğidir.

11 Ocak eklentisi:ve notu verilmiş yazdıklarımın (A) ,pek teşekkür ederim ,her sınav böyle olsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder