22 Aralık 2009 Salı

Bir garip adam...

Şimdi nerde olduğunu bilmediğim bir adam...
Birkaç ay evvel görmüştüm onu...
Hayatında biri var mıdır acaba?
Bilmem...
Umrumda mı peki?
Hımm,bazen aklımdan geçiyor,bu sayılır mı?
Çok da uzun zaman olmadı aslında,
Yine de yıllar geçmiş gibi...
Beni görse tanımaz diye korkuyorum...
Ya da tanımazlıktan gelirse...
Yoo,sanmıyorum,bir husumet geçmedi ki aramızda...
Bırakın husumeti hiç bişi geçmedi ki,geçemediki...
İsmimi hatırlasa mucize sayıcam ,o kadar az tanışıyoruz işte...
Bi anda nasıl ısınabileceğimi hissetttimki ona ?
Bilmiyorum ...Hissettim işte..Öylesine ,birden...
Mimiklerini unutmamışım,yapabiliyorum...
O aşırı soğukkanlı halini hatırladım da,
İki metre ilerde bir bomba patlasa ,istifini hiç bozamayacak gibi...
İyi duyamadı mı seni,tek kaşını kaldırıp,kulağını yaklaştırır,
Ve onun kepçesine bir şeyler fısıldayınca çok önemli bir şey yapıyorum sanırsın...
Yirmilerinde...Ama yüzündeki olgunluk kırkı geçmiş...
Teni ve dudakları solgun...Belki sigaradan...
Nereliydi sahi?Unutmuşum,çok önemsemem de bu konuyu...
Vücudu pek cılız...
Belki boyuna vermiştir...Belki de düzensiz gözüken hayatındandır...
Hali tavrı epey rahat...
Hani böyle adamların aşkla ,meşkle işi yokmuş gibi gelir ya...
Ama onun ruhu hassasça göründü bana,
O ruha girmeyi başarırsan seni sarmalayacakmış gibi sımsıkı...
Ya da buz gibi soğukta dışardan gelip evdeki köşesine sığındığında ,
Kahvesini içip,sigarasını yaktığında,
Seni de hayallerine dahil edecek biridir o...
Egosu yok denecek kadar az...
Onu nasıl gördükleri umrunda değil...
Belki de en hoşuma giden şeyi oydu...
Kelimeleri özenli ama kendiliğinden...
Olur ya binde bir sinirlenirse basar küfürü...
Ama öyle yerindedir ki zarar vermez ipeksi ruhuna...
Çocuk yanı da yaşamakta kuşkusuz,
Ona dokundurtmaya da niyeti yok,olmasında ...
Sırf insan olduğun için bile edecek iki laf bulabilir seninle,
Görünüşün,dilin ,ırkın,şuyun ,buyun ne anlamsız onun yanında...
Kin ,çıkar vs uğraşak hali yoktur ki ,
Öyle yaşar,öyle de yaşatmak ister...
Nedense baygın baygın bakar,uyuşmuş gibi,
Yine de tam uymuştur üzerine...
Heycanlandığını görmedim,görecek vaktim de olmadı ya...
Onu şaşırtacak ya da ruhunu titretecek tek şey vardır tahmin ettiğim...
Yalnız kırıldı mı da hiç yapıştırılmaz gibi ruhunun parçaları...,
Hani arkamı döner giderim,bir daha baktığımda da yoksundur zaten dicek biridir...
Sakin görünür ya bir yandan da dişlidir,
Hani neyse odur,düşündüğünü değiştirmeye çalışman yersiz olur,
O da zaten seninkine karışmaz...
O an onun yanındasındır ya,onunla konuşabiliyorsundur ya önemli olan odur...
Küçük düşürmeyi sevmez sanıyorum kendini küçük düşürenleri de,
Belki de sevmemekten bile üşenir...
Yerinden hiç kpırdamayacak kaya gibi...
Bir yandan da yumuşacık...
Nasıl olur ki?
Olur işte...Olur...Olmasaydı o olmazdı...
O bu satırları öyle umarsız okurdu ki...
Kendisini anlattığımı düşünmek zahmet olurdu onun için sanırım...
Belki de hiç bir zaman okumayacak...
Onu tekrar görecek miyim?
Bilmem tasasını çekmeyecek kadar az gördüm onu...
Bu kadar satırı kaplayan insanı kaç gün gördüm peki bilmek ister misiniz?
Hayır istemezsiniz...Tüm bu yazılanlar...
Saçma mı?Öyle demeyin kırılırım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder