18 Aralık 2009 Cuma

Anıları mumyaladım,üzerine kıymetli dokunmayın yazdım ,bir de üstüne onları hep sevdim...

Bugün kağıda yazdım,burada cimri olacağım ondan muhakkak,söylediklerimin baskısını çoğaltamam,aktardım ve onlarla işim bitti.Belki yeni bir kaç şey varsa onlar üzerinden bir kaç kelime söyleyebilirim...Bu sıralar okuduğum kitabın da etkisiyle kendimi şizofren adayı olarak görmeye başladım,en azından ona yakın bir şey işte...Bazen kendimize en yakın bulduğumuz şey,en fazla isteyebileceğimiz şey anılarda saklıdır ve onlar özellikle cımbızla ayrılıp,organları canlılıkları boşaltılıp mumyalanmıştır ya...Ya da bir kısmımızın öyle yaptığını düşünmek,kendi yaptığımı meşrulaştırır düşüncesiydi bana bunu söyleten...Onları öylesine özenle saklıyorum ki...Zaman zaman tozlarını alıyorum,pürüzleri varsa düzeltiyorum falan...Yalnız sorun şu noktada başlıyor benim açımdan,en ufak bir umutsuzluk ya da mutsuzluk anında sarılıveriyorum canlıymışcasına,daha evvel yok ettiğim tüm canlılık izlerini her seferinde yeniden veriyorum o an...İşte bu gerçeklerden kopuş aşamasında çok riskli...O anılar beynimde o değerli,tapılası ,korunası haliyle yerleştikçe,değer çitası daha da yükseliyor ve karşılaştırılıp daha az değerde kalanlar eleniyor...Bu istemsiz yapılıyor,çok değerli bir taş bile kıymet görmeyebiliyor nezdimde çünkü daha değerlisi zaten korunmada olmuş olabiliyor...Neden bu kadar simgeleştirdim bilmiyorum,acaba bence aşikar olan şey başka bir okuyanca da öyle mi?

Bir çözüm aramak,bunu denedim,gerçekten denedim...Şimdilik yok...Kendiliğinden iyileşir belki...Bu derde bir de bencil b,r ego eklenince gerçekten kolayla karbonat gibi çok uyumsuz bir şey çıkıyor ortaya,dilerim bir gün bu dengeyi kurarım,dilerim mumyalaradan kurtulabilirim tamamen,dilerim onların yerini taptaze şeyler alabilir artık,dilerim rahatsız rahatlığıma kavuşabilirim bir gün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder