20 Kasım 2009 Cuma

ŞİMDİ:YILLAR ÖNCESİNİN GELECEĞİ OLAN...

Seninle henüz başlayan bir binanın inşaatını izliyorduk,
Otobüs durağındaydık ve ne zaman biter ki bu diyorduk,
Bitti...Hatta çalışanları gezinmeye başladı içinde şimdi...

Senin sevdiğin rengi seçip ikimiz için bir saksı çiçeği almıştım ,adını ne koyacağız diye düşünmüştük,
Hep kararsızdın zaten bulamamıştın,sonradan koydum adını 'muallak'
Ama soldu,çok oldu,ben de yerine bir başka kök diktim şimdi...

Çok sevdiğim bir eldivenim vardı ters taktığım,ellerim üşürdü hep çıkarttırmazdın,
Bir teki birinde kaldı,tekiniyse kaybettim şimdi...

Sana aldığım bir anahtarlık vardı, bir çifti de bendeydi,
Hatta adın Murtaza koymuştum,bacakları koptu onun,
Dolabın bir köşesinde olmalı şimdi...

Birgün yağmurda sırılsıklam olmuştuk çünkü ben şemsiyemi unutmuştum,
Artık hava durumuna bakıp da çıkıyorum dışarı,şemsiyemi de unutmuyorum şimdi...

Otobüste burası evimizmiş oynardık,sen hayatım gene ne çok insan çağırmışsın,
Yol geçen hanına döndü burası derdin,misafirlerle kalamıyorum metrobüse biniyorum şimdi...

Bir kitap vermiştin Sartre' den çok beğendiğini söylemiştin,
Bitiremediğim için verememiştim,bitti o,hatta iki kere bitti,rafta duruyor şimdi...

Sevdiğin tek bir renk vardı ve ben de bir onu sevmezdim,
Dolabımın yarısı o renk şimdi...

Bir dostum vardı sen çok kıskanırdın ,küfredersin hayatımda olduğuna,
Savunurdum onu bende ama koptuk onunla çoktan,görüşmüyoruz şimdi...

Sen tembelliği severdin hep öğleden sonra kalkardın,bense sabah namazı dikilirdim ayağa,
Öğlene kadar uyumak normal oldu ,alamıyorum uykumu şimdi...

Kahveyi ne severdin ve yakıştırırdın kendine,bense alışmaya çalışırdım,
Vazgeçilmezim oldu her gece içmezsem yoksunluk çekiyorum şimdi...

Taksimi hiç bilmezdim,ne nerede senden öğrenmeye çalışıyordum,
Öğrendim neredeyse bıktım şimdi...

İstanbul'dan şikayet ederdim,Bursa'm pek güzeldi derdim,
Üvey evlat oldu Bursa ,İstanbul'u keşfetmeyi seviyorum şimdi...


Seni yaşardım,seni solurdum ,ihtiyaçtın bana çünkü,
Tüm bunlar olduğundaysa solmuştun çoktan,yılları da ekleyinde silikleşmiştin,
hatta yoksun şimdi...


Gelecek,geçiş bağlantısı hep kurcalamıştır kafamı,bu yüzden olmalı ki kalemi elime alır almaz bunlar döküldü dilimden.Hatta otobüste kitap bile okuyamazken normalde,bir anda bir defter çıkardı elim diğer elimse kaleme dadandı ve otobüse göre hızlı sayılan bir kilometrede yazmaya başladılar.Bilmiyorum nedense yorum yapamıyorum,çünkü gerçekler beni korkutur ve burada yazdıklarım gerçeklerden ibaret...Belki geçmişi altın çağ sayıp abartanlar gibi bende abartmışımdır bazı şeyleri...Bilmiyorum...Sanırım onun bendeki şimdisinin etkisi yüzünden bir duygu yoksunluğu var satırlarda bir yandan hüzün gösterir gibi ama bir yandan da demirin soğukluğu gibi merhametsiz,aldırışsız...Bu yazı uzamamalı bitmeli burada ,gittim haydi eyvallah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder