11 Kasım 2009 Çarşamba

mumlu bir gece,ışıksız kalmış umutlu ruh...

Bir mum,kalem,kağıt ve ben varmışız gecede,

Başımı koltuğa dayamış,

Havada dolanan kelimelerimi bekliyormuşum,

Mum ışığına dalmışım sonra,

Getirmekte olan yavaş yavaş sonunu...

Bense acımışım haline,

Karanlığıma aldırmadan üfflemişim yavaşça onu,

Oysa önce soğumuş,donmuş kalmış sonra,

Bense diner acıları sanmışım,

Mutlu olacağını sanmışım,

Ama farketmişim yanıldığımı hayat belirtisi göremeyince onda.

VE o an anlamışım ki mum yanarak yaşarmış,

Erirmiş,erirmiş ama bitmekten hiç korkmazmış,

Çünkü o cenneti ateşin içinde ararmış,

Çünkü o ışığı için ölmeyi seçermiş...

işte 2008 yılının soğuk ve karlı şubatında ,elektrikler kesildiğinde mum ışığını izlerken bu satırları karalamışım...İtiraf ediyorum bazı yerler klişe olmuş.Bende isterdim her tarafı sıfır model,en orjinalinden bir şiir yazmayı.Umutluyum bu konuda hayat bana çizikler attıkça ben de kağıtlara kolayca karalayabileceğime...Yalnız yukardaki şiirden sonsuz kere güzel olan yazılırken bulunduğum andır.O anı oluşturan herşeydir.İçimde duyguların taştığını hissettiğim ama onları muma yansıttığım için dilimden dökülmemiş olanları hatırlamaktır.Hatırlamak,henüz tazeyken geçen zaman acıdır ama bu kadar ay ve artıklı 1 yıldan sonra hımmm ufak bir gülümsemeyle,ne güzeldiii ne güzeldii diye Nil'in şarkısını söyleyebiliyor insan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder