6 Şubat 2010 Cumartesi

Köpüğü parmaklasakta mı yesek sarımsaklamasakta mı Galata sırık fasülyesi kalır ?


Cappucinonun köpüğü parmak daldırılıp yalanır ,dışarıdaysanız da kaşıkla.Çünkü köpüğü kibarlığınızdan orada bırakırsanız ,yüzde sekseni biten kahveyle dibe çöker ve ulaşamayacağınız şekilde yapışır kalır.
Mesela kupamın boyutu,parmak boyumun bir buçuk katı ve eğer köpüğü baştan almazsam yarıya geldiğinde şansımı zaten kaybetmiş oluyorum ki ,kaybettim işte yazıya daldım derken.Neyse ne diyorduk,geçen gittiğimiz bir yerde köpüğün üzerine kahve atmışlar,tamam görüntü pek hoş da bu kadar zifiri bir tat görmedim .
Kimisi filtre kahve severim der.Neymiş efenim biri sorduğunda filtre kahve severim diyecekmişiz,şöyle çekilmiş çekirdeklerden falan da bahsedin ki sükseniz artsın olur aa oluşmazsa.Çekirdekler ortası yarık yarık görüntü fevkalade ,tadı buruktan buruk.Hikayesi hoş,tadı aşina ama bıkılmamış henüz…Neydi Galata yakından bir halta daha az benziyor,öyle yerden bitmiş dev gibi ama uzaktan asimetrik bir uyumu var yanındaki cücelerle,ekranda görünce aklıma geldi de…Her neyse kafa dağınıklığı bu yazıyı damar tıkanıklığından muzdarip kötü kolesterole sürükler ki bu da okuyucuyu tahtalı,suntalı köylere yanaştırır ve bunu istemeyiz...Nelveda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder