26 Eylül 2009 Cumartesi

Mevsimler,Hisler vs.

Yazlar hep bunaltıcı olmuştur benim için- bu yaz normalden çok daha serindi şükürler olsun-.Bu bunaltı içime de yansır,duygusal devinimlerime de.Oysa kışın içim ısınır havanın aksine erimeyi bekleyen tereyağ kıvamında olurum ya da parmağını dokunduğun anda sarsıntı geçirip tabakta o yana bu yana sallanan jöle kıvamında.İyi ya da kötü her türlü etkiye duyarlıyımdır.Bu hem iyi hem kötü.İyi çünkü böylece ne yaşadığımı hücrelerime kadar hissedebiliyorum ,kötü çünkü acıyı da aynı şekilde hissediyorum.Neden bunlardan bahsettim?Aslında şu dönemde olanlara cevap aradığım için.Yani ortaya malzemeleri döküp bakalım bundan hangi yemekler çıkar yapacağım bir nevi.Şimdi ilk önce insan yalnızsa ve kendi içinde duygusalsa -belki biraz da zayıfsa bu konuda-,bilinçaltının gördüğü anda gizlice onayladığı ve onun da zamanla aynı kanıya varıp etkilendiği biri olursa tepkisiz kalması mümkün müdür?Bu bir soru değildi.Eğer bir insana birkaç günde görüntü faktörü olmadan -çünkü güzel ya da yakışıklı olmadığı ilk görüşte tescillendiyse-ilgi duyuyorsanız,istediğiniz oldukça zeki biriyse ve o da öyle biriyse, kendinizi hemen birine kendini kaptıran sığ varlıklar gibi değerlendirir miydiniz?Bu bir soruydu.Bilemiyorum bazen evet bazen hayır.Bir belgeselde insanların birinden hoşlanmasının aslında ilk 30 saniyede gerçekleştiğini izlemiştim.Deneyde kız çocuğa bakıyor ,kısa süre sonra dolaşımında farklılıklar oluşuyor ve doktor da şöyle açıklıyordu ,kız aslında bilinçaltında erkeğin ilerideki çocuğu için uygun bir baba olduğunu düşünmüş -artık kriteri neyse güzellik ya da zeka ya da hepsi- ve vücudu da kimyasal olarak buna yanıt vermiş ve hoşlanma duygusuyla birleşmiş vs.Bilmiyorum bunu test etmedim ,yani 30 saniyede aşık oldum der mi insan ,bilmiyorum bu bilinçaltı herneyse başına buyruk ,kendi kurallarına göre yaşayan bir şey herhalde.Ama arada haber verse iyi eder,böylece biz de hazırlıklı oluruz.Ben bir şeyden bahsecektim ama araya başka şeyler soktum.Herneyse söyleyeceğim şuydu,şuan öyle bir aşama ki başımı ya belaya sokacağım ya da belaya sokmamayı umacak ve renksiz kısma döneceğim.Sanki çok şey istiyorum.Kışın eve gelip battaniyeye sarılmak,elime bir kahve almak ve aklımda yankılanan isimle hafiften uçmak.Sonra şarkılar anlamlı gelir,fazla güler fazla ağlarsın falan filan.Hissetmek kısacası.
Artık yorgunum,uğradığım hezimet beni yıldırdı ve hareket etmek istemiyorum .Kader bu kelime de fazla dramatik geliyor napsam ki? Puff,tıkandım işte çözüm bulamıyorum.Yanıt bulursam bunu yazacağım.Keşke daha fazlasını yazabilsem ama dedim ya yorgunum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder