18 Kasım 2013 Pazartesi

UZUN VE KIZIL PATİK

ayağındaki patiği iyice eskimişti ancak o patikleri atmak , geçmişi atmaktı, yaşamalıydı onunla liflerine ayrılana dek, her bir ipliği  yıpranıp birbirini tutamaz hale gelene dek ,onu gömene dek. ...zordu ölmeyeni gömmek bir patiği de yanına yoldaş eylemek...velakin şarttı , usül buydu...patiğini gömebildiğinde nefes alanı da gömmüş olacaktı...patiği oydu, her gün taraklı ayaklarına sıcaklık veren bu patikler oydu...yıl geçti hayır gün geçti ama yıl...patik konuşmuyordu...gideceğini biliyordu, kalayım da demiyordu, gömülmekse koyuyor muydu? patiğin ömrü giyen kadardı, o bir patikti ,giyen vermişti ona varlığını ama giderken giyene posta koyacak da oydu...o bir patikti sütlü kahve renginde , küllü kızıl desende...gidecekti ve giyen bassa da küfürü gömülmeye yok demeyecekti....o hiç yaşamayı istememişti ki,bu ayağı ısıtması istediğinden değil, varlığındandı...özündeydi ısıtmak, istemese de ısıtacaktı giyeni o bir patikti küllü kızıl desende,o bir patikti sıcaktı ve biliyordu gömülecekti ve biliyordu yiyecekti küfürü lakin , giyeni kasımın ayazında üşütmek hak mıydı? burnuna gelen sıcacık _ _ _ _ _   kokusu  sadece onun uydurmasıydı... ve o patik ne acımasızdı, ne kadar uzundu gölgesi, nasıl oldu da boğmuştu  bilmeden ...patiğin yanına gömülmek... artık ne önemi var...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder