9 Mart 2010 Salı

sesler

1.tür ses

Ne zamandır yağdığını bilmiyorum.Başımı koltuğa dayayıp,yarı hayal düşünce bulutlarım,tıkır tıkır sesleriyle ,ufaktan irkiliyor,ne olduğunu tahmin etmekttirmektense,bulunduğu alanı korku çilleriyle kaplatıyordu ki gözümü açtım.Perde zaten açılmayı bekler gibi ellerimden kaydı ve tıkırtıların sahibine bakmamı emretti.Sonra da pencereyi açıp havayı koklamamı.İsi değil,varlığını hissetmemi istiyordu.Bense sadece üşüdüm.Ağzımdan çıkan dumansılara bakıp,acımadan camın diğer tarafına ittim ve çığıran perdeye kulak tıkadım.Yazı anıma döndüm ki yazım ölmüştü.

2.tür ses

Anlamadığım dilde melodiler çalınmakta kepçeme.Hep aynı ritm ve yanında insan uğultuları.Havadaki tek koku coşku.Derken sustu her şey,kafamsa kendi seslerine boğuldu.Olsun,halâ yaşıyorum.Tıngır ,tıngır ve mikrofondan gelen bed ses,gene başladık.Gittikçe yükseliyor.Arabaların sesleri küfrediyor atmosfere,üstüne egzozunu da salıveriyor edepsizce.Sesise aldırmıyor ,daha da yükseliyor.Bu sesi bizim evde kimse dinlemiyor diyorum,kulağıma sormadan girmese ,ben de dinlemezdim.Ben bittim,ses bitmedi.

2 buçuğuncu tür ses

Duvarımız yarı geçirgen seslere karşı,anne-babanın tartışma mahremiyetleri askıda.Hakkımda konuşmadıklarında mıdır nedir, hiç dinleyesim yok.Sonrası ablamın uyku sesleri.Olur olmadık yerde pat diye gelen ve üzerine battaniye örttüren vicdan çanlarım.Bir kaç dakika içeceğim suya kadar,tam iki saat masrafsız bir ''vatandaş'' olarak yaşadım.Çok zordu anlatamam.Masraf dediysem maddi olanı,yoksa zamanı harcadım gitti.Babamı en son on sekiz saat önce görmüştüm,en iyisi görmeye gideyim,nasiplenelim sessizliğimizden.Yan odaya beş dakika kala damağım kurudu,iç güdüler sevgiden önce geldi ve babamın üstüne su içtim,kalemimin üstüne ise babamı gördüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder